17 Mart 2024 Pazar
FALVEFAL: Gizemin İziyle Dokunan Gelecek Yolculuğu
Makam Bayrakları ile Firmanızı Temsil Edin
Keşan'da uyuşturucu operasyonları: 3 gözaltı
Bioenerji Uzmanı Empati Becerisi Nasıl Olur
Nike Blazer, Spor Ayakkabı Dünyasının Efsanevi İkonu
Ganobet En iyi Oyunlarina Katılma Zamanı
Geçtiğimiz hafta Keşan’da gerçekleştirilen iki ayrı uyuşturucu operasyonunda 3 kişi uyuşturucu ticareti ve kullanımı suçundan gözaltına alındı.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – İlk operasyon 13 Mart Pazartesi günü saat 22:30’da Büyük Cami Mahallesi İsmail Saraç Caddesi’nde gerçekleşti. Polis ekipleri, yaptıkları operasyonda H.Ö. ve Ç.İ. isimli şüphelilerin evinde arama yaptı. Aramada, Lyrica (LyricayadaGalara) olarak da bilinen reçeteli ilaç, 1 gram kokain, 0,66 gram eroin ve 0,24 gram metamfetamin ele geçirildi. Şüpheliler gözaltına alındı ve haklarında yasal işlem başlatıldı.
İkinci operasyon ise 14 Mart Salı günü saat 14:30’da Yeni Mahalle Rasim Ergene Caddesi’nde gerçekleşti. Polis ekipleri, durdurdukları S.M. isimli şüphelinin üzerinde yaptıkları aramada 1,64 gram kubar maddesi ele geçirdi. Şüpheli gözaltına alındı ve hakkında soruşturma başlatıldı.
Her iki operasyonda da ele geçirilen uyuşturucu maddeler Keşan Emniyet Müdürlüğü Asayiş Bürosu’nda incelenmeye alındı. Şüpheliler hakkında adli soruşturma devam ediyor.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘Kemal Sunal Müzesi’ni, merhum Sunal’ın evinin yanı başında, Sunal ailesi ile birlikte açtı.
İSTANBUL (İGFA) – İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), yıllardır Türkiye’yi güldüren usta oyuncu merhum Kemal Sunal’ın adını, bir müzeyle yaşattı. 60. Yıl Göztepe Parkı içerisinde konumlandırılan “Kemal Sunal Müzesi” için düzenlenen tören; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Dr. Dilek Kaya İmamoğlu, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, CHP Kadıköy Belediye Başkan adayı Mesut Kösedağ, merhum Sunal’ın eşi Gül Sunal, çocukları Ali Sunal, Ezo Sunal ile kardeşleri Cemil, Cengiz Sunal, sinema dünyanın ünlü isimleri ve kalabalık bir vatandaş topluluğunun katılımlarıyla gerçekleştirildi. Açılış töreninde, sırasıyla; Gül Sunal, İmamoğlu ve müzenin oluşumuna katkı sunan şair-yazar Sunay Akın birer konuşma yaptı.
“ALLAH’IN İZNİYLE MİS GİBİ BİR BAHARIN KAPIDA OLDUĞUNU HİSSEDİYORUM”
“O kadar faydalı bir açılış yapıyoruz ki, bütün açılışlarımızı bir kenara itti” diyen İmamoğlu, “Hepimizin yüzünü gülümseten, aynı zamanda düşündüren çok kıymetli bir sanatçımızın, yıllarca izleyip, hayranlıkla takip ettiğimiz bir sanatçımızın ismiyle, yaşamıyla yaşayacak olan, anılarıyla yaşayacak olan muhteşem bir müzeyi, kıymetli ailesiyle birlikte açıyor olmanın gururunu yaşıyorum” şeklinde konuştu. Kış mevsiminin ardından bahar aylarına girdiğimizi hatırlatan İmamoğlu, “Doğal olarak doğa canlanıyor şu anda. Şehir, böyle bir hareketleniyor. İnşallah yağmurun bereketi ve Allah’ın izniyle de mis gibi bir baharın kapıda olduğunu hissediyorum. Elbette İstanbul’un her hali güzel ama baharda, hele hele Ramazan’da bir başka güzeldir bu” dedi. Türk insanının gülmeyi seven bir millet olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“İSTİYORLAR Kİ, MİLLETİMİZ BİR ARAYA GELİP, BİRBİRİNDEN GÜÇ ALMASIN”
“Aslında gülmeyi seven bir toplumuz ama gülmeyi bize unutturdular. Yine güleceğiz. Şöyle bir sorumluluk hissediyorum. İnsanlar bana şöyle bir tavırla yaklaşıyorlar. Bazen akşam bir televizyon programındayım, sabah bir yere gidiyorum örneğin; bir ablamız, bir arkadaşımız veya Sunay Abi arıyor, ‘Niye akşam yüzüne asıktı’ diye soruyor. ‘Ya benim yüzüm asık değildi’ diyorum. Evet, demek ki gülmem lazım. Allah hepinizi güldürsün. Mutsuz bir ortam yaratmak istiyorlar, farkındayız. Birbirine böyle öfke duyan, kızan, kaşları asık, böyle asık suratlı, çatık ve asık suratlı, kutuplaşmış bir ortam var etmek istiyorlar. Biz, buna hiç aldanmayacağız. Tabii istiyorlar ki, milletimiz bir araya gelip, birbirinden güç almasın. Halbuki bizim bir araya gelmemiz lazım. Birbirimizden güç almamız lazım. Farklılıklarımızla, çeşitli kültürlerin bir arada yaşadığı güzel İstanbul’umuzda, birbirimizle yan yana olup, onun hissiyatıyla beslememiz lazım. Ama bunlar, onu istemiyor. Birbirinden ayrı düşen bir toplumda eleştiri biter, birleşme biter, paylaşma biter. O bakımdan biz, bunun karşısında büyük bir dirençle durmak zorundayız. Çünkü bu söylediğim şeyler olmazsa, Cumhuriyet olmaz, demokrasi olmaz.”
“YANLIŞA KARŞI MÜCADELEDE BİR BAŞKA GÜÇLÜ MÜCADELE HATTI VAR; O DA SANAT”
“Tabii biz böyle bir sorumluluk yaparken, yanlışa karşı mücadelede bir başka güçlü mücadele hattı var. O da sanat. Özellikle mizah, müthiş bir mücadele hattı. Mesela hayatımda en ilginç noktalardan birisi, beni taklit eden birini gördüğümde başladı. Sürekli ona bakıp, yanlışlarımı düzeltmeye çalışıyorum. Mesela 20 defa izledim, yani gerçekten öyle mi konuşuyorum diye. Vallahi öyle konuşuyormuşum; farkına vardım. Ama eskiden, bunlar her akşam yapılırdı, senede bir defa yapılıyor, yapanı da dövüyorlar. Dolayısıyla biz, inşallah o güzel kültüre dönüş… Dönüş yapmak lafı ne kadar güzel. Aslında biz hep ‘tam yol ileri’ demek istiyoruz ama. Özlüyoruz geçmişte çok güzel şeyler yaptı bu millet, bu toplum, işte duayen isimler… İşte Cahit Abi de burada, diğer dostlarımız burada, Zihni Abi buradan, alttan alttan sert sert bakıyor bana ama… (Zihni Göktay: Size sert bakılmaz Başkanım.) Estağfurullah. Ama ben biliyorum, sizin gibi abiler, gerektiğinde sert bakar. Yanlış yaparsak sert bakın. Sert bakmayınca millet, öyle kafamıza kakılıyorlar. Onlara fırsat vermemek lazım. Arada onlara sert bakın.”
“ZÜBÜK” GÜLDÜRDÜ
“Yerli ve milliyi, biz seviyoruz. Niye seviyoruz? Örneği ne mi? Kesinlikle Kemal Sunal yerli ve milli bir güç. Muhteşem bir güç. Canlandırdığı karakterler öyle can alıcı, çarpıcı, ders veren… Muhteşem yani. İşte her birisi İnek Şaban, Kibar Feyzo, Zübük (gülüşmeler), Tosun Paşa, Kapıcılar Kralı… Muhteşem karakterler, ölümsüz bir sanatçı. Aslında hepimizin sosyolojisine ışık tutan, düşündüren, kendimize gelmemizi sağlayan ama aynı zamanda müthiş bir naiflik, müthiş bir incelik taşıyan bir insan. Türkiye şu anda, mesela kimlikler ve değerler üzerinden. çok tartıştırılan bir toplum haline geldi. Böylece ayrıştırmaya ve biraz da böyle bölmeye çalışanlara ben söylüyorum: Bol bol Kemal Sunal filmi izlemelerini ve ders almalarını buradan öneriyorum. Günün sonunda, bu milleti bölmeye zaten güçleri yetmeyecek. Onlar da ders çıkartsınlar. Çok eğleniyor millet. Çok gülen ve çok güzel güldüren bir sanatçıydı. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennettir onun. Çocukluğumdan hatırlıyorum. 6-7 yaşlarındaydım. Babamın amcası ameliyat oldu. Televizyon karşısında uzanmış, yatıyor. Ben de kahkahalarla gülüyorum bir filminde. Bu meşhur Zeki Alasya, Metin Akpınar bir arada oynadıkları… Herkes biliyor tabii. Ama öyle bir gülmek tuttu ki beni. Öyle bir gülüyorum ki… Amcam gülüyor ama bir yandan yalvarıyor, ‘Dikişlerim patlayacak daha güldürme beni’ diye. Onları bize yaşattı.”
“KEMAL SUNAL DA İYİ ADAM, BEN DE İYİ ADAM; BİRBİRİMİZİ BÖYLE BULMUŞUZ”
“Burada çok değerli bir işi yaptık. Bu fikri bana ilk kez açıp, heyecanla karşılamama vesile olan Sunay Akın’a hepinizin huzurunda teşekkür etmek istiyorum. Bana dedi ki böyle böyle bir şey var. Tabii heyecanla karşıladım. Sonra bir araya geldik. Sonra ilginç bir şey oldu aslında. Bu konular konuşuldu, edildi ve sonra buluştuk. Sağ olsun, yemek diye gittik, ama Gül Abla sadece kahveyle bizi uğurladı. (Gül Sunal: Dondurma yedirdim.) Hatırlamıyorum. Yemekten bahsediyoruz, dondurmayla bizi yollayacak. Neyse, aylar önce ben buraya gelmiştim ve buradaki yapıları gezmiştim. Ben, Park Bahçeler Daire Başkanımıza dedim ki, ‘Bu ne lüks kardeşim? Yani bayağı büyük bir yapı ve çok makam var. Yani böylesi anlar, böylesi bir ortamlar kolay bulunmuyor. ‘Biz buraları kültüre, sanata dair nasıl döndürebiliriz, neler yapabiliriz’ diye konuştuğumuzda bir şeyler düşünmüştük, taşınmıştık. Tam bu iş açıldı, Sunay Abi’yi ziyarete gittik. Konuşurken ben de burada böyle bir binadan bahsettim. Meğerse öyle bir parkı ve öyle bir binayı tariflemişim ki, rahmetli Kemal Kemal Sunal’ın aslında evini tarif etmişim kader ya. Annem der, ‘Allah seni hep iyi insanlarla karşılaştırsın.’ Demek Kemal Sunal da iyi adam, ben de iyi adam; birbirimizi böyle bulmuşuz ve adreslemişiz yani. Muhteşem bir şey. Başka bir yer de tarifleyebilirdim o anda. Sonra sağ olsun hem Sunay Abi hem arkadaşlarımız burayı gezip, olumlu bakınca, kıymetli ailemiz de bu işe ‘evet’ deyince, burada, yanı başınızda, komşunuz olarak Kemal Sunal inşallah ebediyen sizinle yaşayacak.”
“YOLUMUZA ‘TAM YOL İLERİ’ DİYEREK YÜRÜMEK DEĞİL, KOŞMAK İSTİYORUZ”
“Çok güzel şeyler yapmaya gayret ediyoruz. Bu milletin hakkını vermeye çalışıyoruz. Bu milletin hak ettiğini vermeye çalışıyoruz. Ve yapacağımız işlerle ilgili hiçbir zaman süslü işler, süslü laflar kurarak sizi aldatmadık. Yaptığımız işlerle ilgili de süslü laflarla sizi sizi aldatmadık, aldatmayacağız. İnşallah onları size yaşatmaya devam ederek, yolumuza ‘tam yol ileri’ diyerek yürümek değil, koşmak istiyoruz. Bu şehrin artık israf edilecek ne bir lirası ne bir günü ne bir insanı ne bir zamanı, hiçbir şeyi yok. İnşallah bolca tasarruf, hatta üstüne koyarak insanlarımızın yaratıcı güçlerini, özellikle çocuklarımıza, gençlerimize dönüp borçlarını hızlı bir şekilde ödeyeceğimiz bir 5 yıl daha sizlerden talep ederek, Kemal Sunal’ın bize bıraktığı o güzel anıların önünde saygıyla eğiliyorum. Ve her zaman sizlere, siz kıymetli hemşehrilerimize layık birer yönetici olma konusunda özenli davranacağımıza, Cumhuriyetin, demokrasinin, özgürlüğün ve Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda hep yürüyeceğimize söz veriyoruz. Müzemiz, bu prensiplerle ilçemize hayırlı ve uğurlu olsun. Emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum.”
GÜL SUNAL: “BU MÜZEYİ KEMAL SUNAL DÜŞÜNDÜ”
Merhum Sunal’ın eşi Gül Sunal da duygularını şu sözlerle dile getirdi:
“Ne diyeceğimi bilemiyorum. Hiçbir konuşma hazırlamadım tabii ki. Sadece Kemal’i alkışlamak istiyorum. Bu güzel duyguyu, gururu bize yaşattığı için her zaman minnettarım. Tabii ki bu müzeyi biz hep düşündük. Daha doğrusu Kemal düşündü. ‘Bu eşyalar ne olacak’ dediğim zaman, ‘Belki bir gün bir müze olur’ diyordu. O müzeyi şimdi Ekrem Başkanım gerçekleştirdi. Ve asla hakkını ödeyemeyeceğim Sunay Akın; neredesin? Bunu akıl edip de böyle bir yerde sizlerle buluşturduğu için, ona bambaşka minnet duyguları besliyorum. Kemal’in bu gördüğünüz 10’da 1’i kadar eşyası. Oyunculuğa başladığı ilk günden itibaren, sakalını, bıyığını, yüzüne sürdüğü patı, kaşının kalemini… Şöhret olmayı hayal bile edemezken, biriktirdiği arşivi bu. Onun için çok değerli. Şöyle düşünelim burayı: Kemal Sunal Müzesi’nden çok, bir insanın yaptığı işe, hayatına sanatına, ailesine, vatanına nasıl değer verdiğini gördüğümüz bir sergi olacak bu. Bir insan kendine bu kadar değer veriyorsa, yaptığı her şeyi özenle saklıyorsa ve kendi önemini, kendi belirliyorsa -ki öyle olmuş- o zaman biz de Kemal’i çok önemsiyoruz ve burada onun için buluştuk. Tekrar çok teşekkür ediyorum.”
ÜNLÜ DOLMUŞTA, ÜNLÜ ŞARKI EŞLİĞİNDE AÇILIŞ
Konuşmaların ardından; İmamoğlu çifti, Sunal ailesi ve beraberlerindeki heyetle birlikte Kemal Sunal Müzesi’ni gezdi. Gezinin en ilginç anı, merhum Sunal’ın “Atla Gel Şaban” filmindeki unutulmaz dolmuşa, İmamoğlu ve Ali Sunal’ın birlikte binmesi oldu. Bu sırada filmle özdeşleşen “Şiki Şiki Baba” şarkısının çalması, gülüşmelere neden oldu.
İBB, önceleri Anadolu Park ve Bahçeler Şube Müdürlüğü binası olarak kullanılan yapıyı yenileyerek, “Kemal Sunal Müzesi”ne dönüştürdü. Bina, zemin kat ve 1 normal kattan oluşuyor. Müzede, 2000 yılında vefat eden usta sanatçının film afişlerinden kişisel eşyalarına, giydiği kostümlerden özel hatıralarına kadar birçok anısı sergileniyor.
Denizli Büyükşehir Belediyesi DESKİ Genel Müdürlüğü, çevreci yatırımlarına bir yenisini daha ekleyerek Baklan ilçesinin Boğaziçi Mahallesi’nde doğal atık su arıtma tesisi inşasına başladı.
DENİZLİ (İGFA) – Denizli Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (DESKİ) Genel Müdürlüğü, Baklan ilçesinin Boğaziçi Mahallesi’nde atık suların doğaya zarar vermeden arıtımının sağlanması amacıyla doğal atık su arıtma tesisi inşasına başladı. Doğayla uyumlu olarak inşa edildiği için elektrik tüketiminin bulunmadığı tesis 3.400 metrekare alana kurulacak. Enerji tüketimi olmadığı için en çevreci arıtma tesisleri arasında yer alan doğal atık su arıtma tesisi, tek kademeli olarak 687 kişi kapasiteli inşa edilirken, günlük ortalama 60.46 metreküp suyu arıtacak. Doğal atık su arıtma tesis ile tesise ekilen azot ve fosfor giderici ve topoğrafyaya uygun bitkiler sayesinde atık suların yeniden tarımsal kaynaklı olarak kullanılması amaçlanıyor.
Çevre dostu yatırım
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Büyükşehir Belediyesi olarak hiçbir ayrım göstermeden çevre dostu yatırımlarına devam ettiklerini söyledi. Doğa ve çevre konusundaki hassasiyetlerinin her zaman en üst seviyede olduğunu vurgulayan Başkan Osman Zolan, “Göreve geldiğimiz ilk günden beri Denizli’mizin dört bir tarafında, vatandaşımızın sorunlarını çözmek için gece gündüz gayret ediyoruz. 19 ilçemiz, 616 mahallemizde geleceğe eserler bırakmaya devam ediyoruz. İnşallah el ele kol kola çalışan ve üreten bu güzel şehrimizi daha ileriye, daha güzele götüreceğiz. Tesisimiz şimdiden hayırlı olsun” dedi.
Hayalet Avcıları hayranlarının heyecanla beklediği “Hayalet Avcıları: Ürperti / Ghostbusters: Frozen Empire” için geri sayım başladı. Vizyon öncesi Amerika’nın New York şehrinde galası yapılan filme ilgi büyük oldu.
İSTANBUL (İGFA) – Yeni ve eski Hayalet Avcıları’nı buluşturan “Hayalet Avcıları: Ürperti”, beyazperdede seyirci ile buluşmak için gün sayarken, vizyon öncesi Amerika’nın New York şehrinde görkemli bir gala yapıldı. Filmin oyuncularının da katıldığı galaya ilgi büyük oldu.
Spengler ailesi, hayaletleri bir sonraki seviyeye taşımak için çok gizli bir araştırma laboratuvarı geliştiren asıl Hayalet Avcıları ile ekip oluşturmak için her şeyin başladığı yere, ikonik New York City itfaiyesine geri döner. Ancak eski bir eserin keşfi şeytani bir gücü serbest bıraktığında evlerini korumak ve dünyayı ikinci bir Buzul Çağı’ndan kurtarmak için yeni ve eski Hayalet Avcıları güçlerini birleştirmelidir.
Hayalet Avcıları hayranları tarafından heyecanla beklenen “Hayalet Avcıları: Ürperti” filminin yönetmen koltuğunda Gil Kenan oturuyor. Senaristliğini Gil Kenan ile birlikte Jason Reitman’in kaleme aldığı filmin uygulayıcı yapımcılığını Dan Aykroyd, JoAnn Perritano, Amie Karpg, Eric Reich ve Erica Mills üstleniyor.
Evlerini korumak ve dünyayı ikinci bir Buzul Çağı’ndan kurtarmak için güçlerini birleştiren yeni ve eski Hayalet Avcıları’nı buluşturan filmde, seyirciyi doğaüstü varlıklarla dolu bir mücadele bekliyor.
Ülkemizdeki dağıtımını TME Films’in üstlendiği, “Hayalet Avcıları: Ürperti”, 29 Mart’ta vizyonda olacak.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin Asri Mezarlık’ta hizmete sunduğu “100. Yıl Camisi ve Tesisleri”, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in katıldığı törenle açıldı. Özel, eserin tüm CHP’li belediye başkanlarına örnek olacak bütünleşik bir kompleks olduğunu belirterek Büyükerşen’e teşekkür etti.
ESKİŞEHİR (İGFA) – Semt camilerinin birden fazla cenaze olduğunda yetersiz kalması ve cenaze namazlarının kılınabileceği geniş alanlı cami ihtiyacı göz önünde bulundurularak başlatılan Seyitgazi yolu Asri Mezarlık ana girişindeki “100. Yıl Camisi ve Tesisleri” törenle hizmete açıldı.
Ramazan ayının ilk Cuma gününde yapılan açılışa Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, MYK Üyesi Zeliha Aksaz Şahbaz, PM Üyesi Armağan Erdoğan, CHP Eskişehir Milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü ve İbrahim Arslan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, CHP Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ayşe Ünlüce, CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, davetliler, hayırseverler ve Eskişehirliler katıldı.
Törenin açılış konuşmasını yapan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, “Doğup büyüdüğüm ve feyz aldığım bu kadim şehirde doğup büyüyen veya burada yaşamayı tercih ederek, göç eden yurttaşlarıma, hatta Avrupa ve diğer ülkelerde yaşamlarını sürdüren yurttaşlarıma, önce bir akademisyen hoca, son 25 yılda da, aralıksız bir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, hizmet etmenin huzuru içinde bu güne geldiğim için Allah’a şükrediyorum. Ramazan’ı yaşadığımız bu kutsal günde siz Eskişehirlilere, başkanlığımın son hizmet yatırımı olan 100’üncü Yıl Camisi ve Ek Tesisleri’ni teslim ediyorum. Bu yatırım, şehrimizin güney bölgesinde gelişmekte olan Ihlamurkent ve Vadişehir mahallelerine ve kentin tamamına hizmet verecek bir yatırım olarak düşünüldü. Cuma namazını eda ettikten sonra yapacağımız gezide göreceğiniz gibi tesis 15 bin 626 m² alana yerleştirilmiştir. Üç yıl süren inşaata, Belediye Bütçesi’nden, 8 milyon 886 bin 739 TL harcanmıştır. İbadet ve çoklu cenaze namazları için kapalı ve yarı açık geniş alanları dışında, müştemilat ile hijyene dikkat edilen, ihtiyaç mahalleri, abdest alma mekânları, yönetim binası, taziye evi, kadın ve erkekler için çoklu gasilhaneler, morglar, otomobil, otobüs, cenaze nakil araçları için kapalı ve açık otoparklar, garajlar, kısaca her türlü alt yapı ve ihtiyacın düşünüldüğü bu tesis, Eskişehir’de ilk kez, genç bir kadın mimar Sayın Simge Battal ve ekip arkadaşları tarafından çizilmiştir. Kendilerine teşekkür ediyorum.” dedi.
Büyükerşen, “Cami ve Tesisleri Ankara’da faaliyet gösteren Serdal Aksoy İnşaat A.Ş. tarafından tamamlandı. Belediyemiz mimarları, mühendisleri ve kent plancıları ile Park Bahçeler, Yapım ve Bakım Atölyeleri emekçilerinin destekleri ile son halini aldı. Caminin üzerinde Oku emri olan ahşap kapısı, Gölcük’te yaşayan ve değerli bir ağaç oyma sanatçısı olan Ali Gence tarafından özel olarak yapılıp hediye edilmiştir. Caminin iç ve dış mimarisinde, göreceğiniz gibi, sadelik ve beyaz rengin hakimiyetinin yanı sıra, İslam sanatında ayrı bir yeri olan “Kufi Yazı” desenleri ile Allah, Peygamber ve şükür ifadeleri kullanılmıştır. Cumhuriyetimizin 100. yılında ve bendenizin başkanlık görevlerinin bitiminde sizlere bu projemle veda etmenin huzuru içindeyim. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, silah arkadaşlarını ve son dönemlerde bizleri korumak için canlarını veren güvenlik güçlerimizi saygı ve rahmetle anarken, belediyemiz mensupları ile emekçilerinin yanı sıra, camimizin ihtiyaçlarına çeşitli hediye ve yardımları ile gönüllü katılanların ölmüşlerine Allah’tan rahmetler diliyorum. Bu tesisin gerçekleşmesinde rolü olan Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Dr. Erdal Yavuz ve ekibine de özellikle teşekkürlerimi sunuyorum.” diye konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel de konuşmasında, “Aylar önce Yılmaz hocam (Büyükerşen) bana, ‘Camiyle, namazla aran nasıl?’ diye sordu. Ben de ‘Bayram namazına giderim, cumaya giderim’ dedim. ‘Ramazan’ın ilk cumasını bana ayırır mısın?’ dedi. ‘Tabii dedim, ne yapacağız?’ ‘Bir cami açacağız, son olarak onu açıp Eskişehir’e 100. Yıl Camii’ni emanet edip, ondan sonra görevimi teslim edeceğim’ dedi. Şimdi oku yazan kapıdan içeri girip Ramazanımızın ilk Cuma namazını hocamızla birlikte kılacak olmanın huzuru ve mutluluğu içindeyiz. 100 yıl önce bu ülkeyi kurtaranlar bu ülkede Diyanet İşleri Başkanlığını kurdular. İlk Diyanet İşleri Başkanı dönemin Ankara Müftüsü Börekçi’dir. Birileri Gazi Mustafa Kemal Atatürk Anadolu’ya geçtiğinde katli vaciptir derken, öyle fetvalar verirken Börekçi, Kurtuluş Savaşına katılmak için fetva verip Atatürk’e sahip çıkmanın ve Atatürk ile memleketi kurtarmanın fetvasını veriyordu. Atatürk, din ve devlet işleri birlikte doğru şekilde yürütülsün diye, insanların ibadet özgürlükleri, inanç özgürlükleri için Diyanet İşleri Başkanlığını kurduğunda ilk Diyanet İşleri Başkanlığı’na dönemin Ankara Müftüsü Börekçi hocamızı getirmişti. Hepsine Allah gani gani rahmet eylesin. Kurtuluş Savaşında hayatını kaybedenlere, o günden bugüne bu memlekette ezanlar susmasın, bayraklar inmesin, vatan bölünmesin diye hayatını veren şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Bu ülkenin üzerinde bayrağımızın ilelebet egemenliğimizi simgeleyerek dalgalanmasını, dinimizin çağrısı ezanlarımızın günde 5 vakit okunmasının bu ülkede Gazi Mustafa Kemal Atatürk, arkadaşları ve bize emanet ettikleri Cumhuriyete sahip çıkan herkesin emekleriyle okunmaya devam edeceğini biliyoruz.” dedi.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin cami açmasını diğer CHP’li belediyeler için örnek olması gerektiğini belirten Özel, “Hocama, ekibine böyle bir eseri Eskişehir’e kazandırdıkları ve tüm CHP’li belediye başkanlarına örnek olacak böyle bir bütünleşik kompleksi kazandırdıkları için çok teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Özel’in konuşmasından sonra 100. Yıl Camisi ve Tesisleri yapılan dualarla açıldı. Açılışın ardından Ramazan’ın ilk Cuma namazı da camide kılındı.